Yine o günlerden biri. Moral sıfır, cüzdan yorgun, hayaller darmaduman… Ne yapacaksın? Bir umut diyorsun. Bi’ kafanı dağıtayım. Bi’ Slotter ’a bakayım. İşte orada parlıyor: Book of Fallen.
İsim bile heyecanlı. Fallen diyor, düşmüş… ama sanki içinde “kalk lan kalk” diye bağıran bi’ enerji var. Hemen dalıyorum oyuna.
Oyunu ilk açtığında öyle ışıl ışıl bir hava bekleme. Bu slot abartıya kaçmıyor. Mısır havası var ama böyle cicili bicili değil. Daha cool. Daha havalı. Sanki seni bilerek gizemin içine çekiyor.
Baş karakterimiz David Hunter da tam bir Indiana Jones kırması. Tipi düzgün, elinde meşhur kitap. Ama olay kitapta değil be dostum… Olay o kitabın açtığı kapılarda.
Free spinler mi dersin, özel semboller mi… Her şey yerli yerinde. Ama bir şey var. Anlatılmaz yaşanır klişesi gibi. Oynayınca anlayacaksın.
Bak, herkes bir şey oynar. Kimisi klasik blackjack, kimisi rulet. Ama biz slotçuyuz. Bizim dünyamız bambaşka. Ve bu dünya Slotter’da dönüyor.
Slotter sağ olsun, Book of Fallen’ı öyle güzel entegre etmiş ki… Siteye gir, ara, tıkla. Anında içindesin oyunun. Ne kasma, ne bekleme. Hani şu hayatta her şey böyle kolay olsa…
Slotter deyince zaten bi’ huzur geliyor içime. Güven var. Kalite var. Bir de üstüne bu tarz oyunlar sunulunca… insanın aklı başından gidiyor.
Geldik sadede. Bonus meselesi. Herkesin kalbi orada. O ses var ya o ses… Book of Fallen’da bonus düşünce çıkan o garip tılsımlı melodi… İnsan bi’ silkeleniyor. Gözler büyüyor. Kalp atışı hızlanıyor.
O an… bir mucize olabilir. Belki araba alamayacaksın ama o hissi yaşamak bile yeter. Bazen 10 lirayla öyle şeyler oluyor ki, “Ulan bu gerçek mi?” diyorsun.
Ama her zaman para değil mesele. Duygu işte. Anlık coşku. Hayat kısa. Bu hisleri yaşamak lazım.
Book of Fallen sana sadece spin attırmıyor. Seni oyunun bir parçası yapıyor. Kendini Mısır’da hissediyorsun. İçinde koca bir keşif var. Belki de o yüzden insan kopamıyor.
Book of Fallen… sadece bir slot oyunu değil. Bir karakter işi. Sadece kazanmak değil mesele, o yolculuk var ya… o his.
Bazen kaybedersin ama kaybederken bile gülümsersin. Çünkü bu oyun seni eğlendirmeyi biliyor. Hafif argo tadında konuşmalarım oldu ama hak etti. Bu övgüyü, bu samimi yazıyı hak ediyor.
Ve Slotter… bu oyunu bize sunduğun için teşekkürler. Sadece bir oyun değil, bizlere bir macera verdiğin için.
Ve kim bilir…
Belki de bir gün, o kitabı açtığında… hayatını değiştirecek sayfa seni bekliyordur.
Hadi gel, dürüst olalım... Buffalo King oynarken şu “oh be, dünya sadece ben ve bu…
Hayat bazen limon gibi... Ekşi, yüz buruşturucu. Ama işte bazen de “Caramel Hot” gibi geliyor…
Yok kardeşim, bazen insanın canı meyve ister... Ama öyle pazardan alınan cinsten değil, ekranda yanıp…
Haydi şimdi dürüst olalım… Versailles Gold dedin mi bir durup düşünüyorsun. Çünkü bu oyun sana…
Yahu bu Midas da ne adammış arkadaş... neye dokunsa altın! Bir de bunu oyun yapmışlar:…
Joker's Jewels, Yahu arkadaş, Joker dedin mi bizde bir duraksama olur. Çünkü biliriz; ya çok…