Joker’s Jewels, Yahu arkadaş, Joker dedin mi bizde bir duraksama olur. Çünkü biliriz; ya çok güldürür ya da beklemediğin anda çat diye vurur kazancı! Slotter’da açtım bu Joker’s Jewels’ı, dedim ki “bir bakayım nedir bu palyaçonun hikmeti.” O da ne? Renkler cıvıl cıvıl, semboller desen tam festival.
İlk çevirişte fark ettim; bu oyun klasiklerin cilalı hali. Ne karmaşa var ne karışıklık. Ama kazançlar? Bildiğin sağlam. Sade gibi görünse de altında bir Joker zekâsı yatıyor. Her sembol, her satırda “geliyorum” diyor.
Joker’s Jewels öyle bir sade ekrana sahip ki, ilk başta “eh işte” diyorsun. Ama sonra bakıyorsun… tur bitmiş, hesabına bakıyorsun, bir gülme geliyor. Çünkü oyun kendini göstermeden veriyor. Efekti az, gürültüsü yok. Ama kazancı taş gibi.
Joker’in kendi sembolü bu işin yıldızı. 5 tanesini yan yana getirirsen, al sana büyük ödeme. Arada gelen taç, mücevher, müzik aleti… hepsi değerli. Oyunun temposu hızlı. Bekletmiyor, söndürmüyor. Hop çevir, hop kazan.
Slotter bu oyunu da mis gibi entegre etmiş. Hiç donma, takılma yok. Hani nostalji seviyorsan ama boş kazanç istemiyorsan, tam sana göre. Rahat, sade, kazançlı.
Bazen öyle bir geliyor ki 3-4 aynı sembol, diyorsun “tamam bu iş oldu.” Sonra bi bakıyorsun beşincisi de geliyor. Ekranda o klasik “şıkırtı” efekti… oh mis! Hem eğlendiriyor, hem kazandırıyor. Bu oyun sana gülerken bir yandan da cüzdanına selam çakıyor.
Ayrıca bu oyunla birlikte nostalji dozun da artıyor. O eski salonların havası, makinelerin tıkırtısı… Slotter bu duyguyu çok güzel yansıtmış. Oynarken bi iç çekiyorsun: “Vay be, ne oyunlar vardı.” Ama sonra hemen toparlan, çünkü Joker iş başında!
Kazanç dedik, eğlence dedik… ama en önemlisi istikrar. Joker’s Jewels seni yormuyor. Her turda küçük küçük de olsa bir şeyler bırakıyor. Hadi büyük vuramadın diyelim, moralin bozulmuyor. Çünkü oyun dengeli.
Slotter ise bu oyunu pırıl pırıl sunmuş. Tertemiz ekran, pürüzsüz animasyonlar, sade bir şıklık… ne ararsan var. Bi başla, zaten bırakamıyorsun.
Yine o günlerden biri. Moral sıfır, cüzdan yorgun, hayaller darmaduman... Ne yapacaksın? Bir umut diyorsun.…
Hadi gel, dürüst olalım... Buffalo King oynarken şu “oh be, dünya sadece ben ve bu…
Hayat bazen limon gibi... Ekşi, yüz buruşturucu. Ama işte bazen de “Caramel Hot” gibi geliyor…
Yok kardeşim, bazen insanın canı meyve ister... Ama öyle pazardan alınan cinsten değil, ekranda yanıp…
Haydi şimdi dürüst olalım… Versailles Gold dedin mi bir durup düşünüyorsun. Çünkü bu oyun sana…
Yahu bu Midas da ne adammış arkadaş... neye dokunsa altın! Bir de bunu oyun yapmışlar:…